Verdi’nin La Traviata’sı, oyuncuların ve orkestranın maske taktıkları bir düzenleme ile sahnede olacak

La Traviata’nın açılış sahnesindeki cümbüş, siyah ve beyaz giyimli ve 2’şer metre aralıklarla sıralanmış olan bir koroyla kasvetli bir havaya büründü. Performansın başlamasından dakikalar sonra plastik bir paravanın arkasında duran orkestra şefinin yönetimindeki orkestradan yükselen notalarla birlikte cerrahi maskeler çıkartılıyor.

İspanya’daki Teatro Real Çarşamba günü kapılarını halka açarak dünyada koro, orkestra ve solistlerle bütün bir yapımla aylar sonra sahneye dönen ilk opera salonu olacak. İlk olarak Verdi’nin La Traviata’sının Covid-19 zamanlarındaki hayatı yansıtması için düzenlenmiş bir versiyonu sahnelenecek. Teatro Real’in sanat yönetmeni Joan Matabosch, “Kollarını kavuşturup oturarak normale dönmeyi beklemeyi tercih eden insanlar var,” dedi. “Bir de kendimizi içinde bulduğumuz normalliğin üstesinden gelmeyi denemeyi tercih eden salonlar var.” Bu iddialı bir girişim. Mart ayının ortalarında, yetkililer dünyanın en hızlı yayılan salgınlarından birini kontrol etmek için uğraşırken kapatılmalar başladı. O zamandan beri kaydedilen on binlerce ölüm, Avrupa’nın en yüksek ölüm oranlarından birine işaret ediyor. Ancak Teatro Real, durum istikrar kazanırken bir fırsat gördü. Başlangıçta performans için nispeten küçük bir orkestra kadrosu gerektiğinden Mayıs ve Temmuz aylarında La Traviata’nın sahnelenmesi planlanmıştı. Böylece sezonun bir kısmını kurtarmanın ve aynı zamanda da fiziksel mesafeye uymanın mümkün olabileceği düşünülmüştü. Sonuçta, hem sahne üstünde hem de sahne arkasında, her anlamda pandemi ile şekillenen bir yapım ortaya çıktı. Matabosch, “Bu normal koşullarda sahnelenen bir opera değil,” şeklinde konuştu. “Bu, Teatro Real’in normale dönebilmek için gösterdiği aktif bir çaba.” Bu kararın aynı zamanda birçoğu “beş aydır bir euro bile kazanmamış” olan sanatçılara gösterilen saygıdan yola çıkarak verildiğini de ekledi.

Sahne üzerindeki her hareket, solistlerin arasındaki iki metrelik mesafenin korunabileceği şekilde dikkatlice hesaplandı. 56 kişilik orkestranın üyeleri mümkün olduğunca maske takarak 1,5 metrelik aralıklarla oturacak ve tahta üflemeli sazlar bölümü plastik panellerle orkestranın geri kalanından ayrılacak. Sanatçılardan yığılma olmaması ve ateşleri ölçüldükten sonra aşamalı bir şekilde salona alınabilmeleri için 27 performans için de normalden çok daha erken gelmeleri istendi.

İzleyicilerin her biri ateşi ölçülerek salona alınacak ve salonda bulundukları süre boyunca maske takmaları zorunlu olacak. Salon, kapasitesinin yarısına denk gelen 869 kişiye kadar izleyici alımına hazırlanırken 340.000 € ‘dan fazla para harcandı. Tuvaletlere temassız sistemler yerleştirildi ve kalabalık ve uzun sıralara engel olmak için ara 40 dakikaya çıkarıldı. La Traviata’nın yeni koşullara uygun yeni sahne konseptinin tasarımını, yönetmen Leo Castaldi üstlendi.

Bir karakterin tüberkülozla savaşı ile iç içe olan La Traviata’nın hikayesi, bu kopukluğu keşfetmek için mükemmel bir opera gibi göründü. Castaldi, “La Traviata bir salgının hikayesi değil, ancak neler yaşadığımızı düşünmeden bu operayı izleyemeyeceğimiz çok açık” dedi. Bu yapım, Castaldi’nin sınırlı alanın psikolojik “hapsi” olarak betimlediği duruma göz kırpan, sahneyi ikişer metrelik kutulara ayıran kırmızı çizgiler gibi, şimdiki duruma belirli göndermelerde bulunuyor. Sahne üzerindeki geniş boş alanlar en basta sanatçılar için işleri zorlaştırmış. Kendilerini birbirlerinden ayıran metrelerce mesafeler nedeniyle birbirlerini duymakta zorlanmışlar. Ancak 10 gün boyunca yapılan provalardan sonra uyum sağlayabilmişler. Castaldi, “Şunu keşfettik ki, evet, mesafeler var, ancak bu mesafeleri müzik doldurabilir,” şeklinde konuştu.

Yorum Yaz