| 2dk 38sn |

1967 melekler şehri Los Angeles’ta Noel’den birkaç hafta önce ortak arkadaşlarının düzenlediği ev partisinde gitarcı Tom Marshall, önce davul sonra vokal görevini üstlenecek, doğu sahili davulcusu Charles Allen’la tanıştı. Bu tanışma grubun temeli olan Bluesberry Jam’in kurulmasıyla, fidanın toprak altından güneş ışığına doğru yükselen yolculuğu gibi başlamış oldu.

Hemen hemen bütün Amerikalı grupların hikmetine sığındığı ev garajında jam session takılmaca esnasında Charles’ın vokal yeteneğinin çok iyi olduğunun fark edilmesi üzerine davuldan baş solist pozisyonuna geldi. Renkli “siyahi” arkadaşlara ait olan blues yine en iyi renkli bedende yükseliyor. “Dünya, derdi siyaha verdi. Haykırması içinse ses verdi” dersek abartmış olmayız. Boş kalan davul pozisyonuna Frank Cook geldi. İkinci gitarcı Glenn Schwartz solo gitar ve Brent Block’un da bas gitarıyla gruba dahil olmasıyla beraber Pasific Gas and Electric Blues band kuruldu. Grup 1968 senesinde ismini Pasific Gas & Electric olarak kısalttı. Daha sonraki yıllarda ise grupla aynı ismi taşıyan kamu kurumu tazminat davasıyla grubu tehdit ederek ismini değiştirmeye zorladı ve grubun ismi P.G.& E. olarak tekrar kısaldı.

İlk albümleri “Get in On”u 1968 senesinde piyasaya sürdüler. Albüm müzik listelerinde 159. gibi alt sıralarda olmasına rağmen Columbia Records yöneticileri grubu Miami Pop Festivali’ne davet etmekle kalmayıp, ikinci albüm kayıt sözleşmesini de teklif eder; belli ki ışığı görmüşler! Bu albümde gruba dahil olan John Hill klavye organ, nefesli sazlarda tenor saksafon Wilton Felder, trompette ise Wayne Henderson’un dahil olmasıyla grup daha renkli, daha hacimli bir sound yakaladı.

Takvim, 1970’i gösterdiğinde ise şeytanın bacağı tam anlamıyla kırıldı. “Are You Ready” albümünü yayınlayan grup listelerde 14’üncü sıralara kadar yükselerek, isimleri anılan, plakları satılan, konserlere ve festivallere davet edilen grup statüsüne kavuştu. Albümle aynı adı taşıyan “Are You Ready” parçası radyolarda en çok çalınanlar listesine girdi. O yıllarda radyo, belki görsel olmasa da işitsel olarak YouTube ile aynı güçte olduğunu düşünürsek, bu grup için büyük bir başarıydı.

İlerleyen yıllarda şan, şöhret arttıkça daha fazla konser, daha fazla tanınma, Amerika’nın karanlık yüzünü gösterdi. Grup üyelerinin arasında “siyahi” üyelerin de bulunmasi, ırkçı saldırıları beraberinde getirdi. Sahneye kesici cisim atma, sözlü taciz, hatta silahlı saldırı boyutuna ulaştı. Ku Klux Klan mantalitesi günümüzde olduğu gibi her yerde kendini gösteriyordu…

Glenn Schwartz, Rock’Roll dünyasının günahkar yaşantısını, inancı gereği daha doğrusu mesihe olan sevgisine zarar verdiği gerekçesiyle Rock’Roll’u reddederek grubu bıraktı. Amma velakin 20 sene gece kulüplerinde gitar çalmaya devam etti. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu be Glenn! Ayrılıklar hız kesmedi; davulcu Cook trafik kazası geçirdi ve yerini Ron Woods devraldı. O da yetmezmiş gibi grup tarihinin en iyi basçısı Brent de grubu terk etti… Sarp kayalıklarla dolu, üstüne üstlük karla kaplı tren yolu hayal edin ve o trenin aynı kararlılıkla sarsılmadan ilerlemesi; işte öyle bas gitar çalan degerli bir abimizdi.

1971 olduğunda verdiği kan kayıplarını yenisiyle tazelemeye çalıştı ama nafile. Birçok isim geldi, gitti. Zar zor başarı yakalamışlardı. Sonrasında kimi akıl sağlığını yitirdi, kimi sokaklara düştü ve Amerika gerçeği, evsizlikle yüzleşti; genç yaşta ölenler oldu.  LA çıkışlı Amerikan Blues Rock ırklar arası topluluk, 73 senesine geldiğinde lahitin kapağı bir daha açılmamak üzere kapatıldı.

“Live ‘N’ Kicking at Lexington” isimli, orijinal üyelerle kaydedilmiş canlı performans albümü grubun istikrarlı, profesyonel bir şekilde yönetilseydi neler yapabileceginin adeta açık çeki…

Ek Bilgi: “Staggolee” adlı şarkıları Quentin Tarantino’nun Death Proof filminin soundtracklerinde yerini almıştır.

Yazar: Mehmethan Yılmaz

Yorum Yaz