Genç Danimarka Prensi için yapılan oyuncu seçimi herkesi şaşırttı, ancak bu seçim oyuna yeni bir hayat verebilir. 81 yaşındaki Ian McKellen’ın Hamlet’i oynaması, ilk başta mantıkdışı görünüyor. Ancak Theatre Royal Windsor’ın ne zaman açılacağı hala belli değil, Sean Mathias’ın prodüksiyonunu sahnelenmeye başlandığında Ian McKellen’ın kaç yaşında olacağını kim bilebilir?

Shakespeare’in oyununun sonunda Hamlet’in kaç yaşında olduğunu bildiğimizi düşünüyoruz. Tamamen güvenilir olmayan mezar kazıcı, prensin 30 yaşında olduğunu söylüyor. Bu da demek oluyor ki, McKellen Nottingham Playhouse’da psikedelik bir hayaletin yanında püsküllü bir deri yelek giyerek Hamlet’i oynadığında Hamlet’ten bir yaş büyüktü. Bunun yanı sıra, McKellen hayatı boyunca Kral Lear’ı üç defa canlandırarak Shakespeare zirvelerinden birine çok daha yaklaşmış durumda.
Sorulan ilk bariz soru şu: oynayan diğer herkese ne olacak? Gertrude 105 yaşında biri tarafından mı oynanacak? Rosencrantz ve Guildenstern de yaşlı mı olacak yoksa Hamlet istisnai derecede olgun bir öğrenci miydi? Ophelia normalden daha mı yaşlı olacak? Eğer olmayacaksa, prens ile arasındaki romantizm ürkütücü mü görünecek yoksa oyunun baba-çocuk temasının başka bir varyasyonu olarak mı düşünülmeli?
Şu ana kadar, Shakespeare oyunlarının kapsamlı ve ayrıntılı yaşlandırılmış versiyonları yapıldı. 2010 yılında Romeo ve Juliet‘in provokatif bir versiyonu, olayları zekice bir şekilde yaşlılar için bir bakım evine yerleştirdi. Üç yıl sonra, Much Ado about Nothing’in vahim bir yapımında James Earl Jones (82) ve Vanessa Redgrave (76) rol aldı. Ancak Matthias’ın hedeflediği, tamamıyla geronto (yaşlılıkla ya da yaşlılarla ilgili) bir yorum gibi görünmüyor. Peki McKellen ne derecede genç gibi görünmeli? Bu ne ölçüde mümkün?
Bir Hamlet’in üzerindeki korkunç baskı, yeni bir neslin prensi olma yükümlülüğüdür. Bu oyunun sürekli olarak yenilenmesini istiyoruz. Bu da, 1965’teki David Warner (24) ve 2004’teki Ben Whishaw (23) gibi bazı tanınmış genç Hamletler’in ergenliğin umutsuzluk bulutları arasında amaçsızca gezinmeleri anlamına geliyordu.
Bu aktörler, bu rol için biraz genç oldukları için teoride Hamlet’in melankolilerini, çılgınlıklarını ve oyunbazlığını ergenliğin temel özellikleri gibi gösterebiliyorlardı. Yine de kimse “Ah nasıl bir uşak, ne aşağılık bir köleyim ben,” ya da “olmak ya da olmamak” satırlarının büyüme sancılarından ya da ergenlik sinir krizlerinden kaynaklandığını düşünmüyor. Eğer öyle olsaydı, seyirciler tıpatıp kendileri gibi olan birinin duygularını muhakkak tanıyabilirlerdi.

Ian McKellen, 1970 yılında yönetmen Robert Chetwyn’ın sahneye koyduğu “Hamlet”te yine başrolde oynamıştı. McKellen, “Bill Kenwright’ın ilham veren iyimserliği ve Sean Mathias’ın beni ‘Hamlet’i yeniden incelemeye davet etmesi sayesinde rolüme 50 yıl yeniden döndüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum” şeklinde konuştu.
Bu bir risk, ama bu prodüksiyonun oyunun esnekliğini test etme ve bu sayede seyircinin sempatisini arttırma potansiyelini de taşıyor.